31 Ağustos 2009 Pazartesi

Değiştim...

Değiştim. Değişime ayak uydurmak için değiştim. Aslında zorunda kaldım buna. Değişime karşı bir ordu oluşturulsa en ön saflarda olurdum eskiden, ama dünyanın bu hızlı temposuna yetişmem gerektiği için değiştim. Gökyüzü bile bu kadar hızlı değişirken benim monoton hayatıma öylece devam etmem ne kadar doğru olurdu ki…

Öğrendim. Etrafımdan gelip geçen bilgilerin arasında ezilmemek için öğrendim. Adaların rüzgarıyla güveni, Trabzon’un yağmuruyla sevgiyi. Öğrendikçe açlığım arttı daha çok, daha çok öğrenmek istedim.

Bu tatil bana çok şey öğretti, beni çok değiştirdi. Belkide bilinçli geçirdiğim ilk tatildi bu.
Düşünerek yaşadığım ilk tatildi. Gözlemlemek, etrafıma ayak uydurmak, önyargılarımı kırmak için tamamen farklı ortamlarda bulundum.

Değiştim sadece...

6 Ağustos 2009 Perşembe

Hayal Tapınağı

O'nlar ibadetlerini sadece hayal ederek yapıyorlardı... , çok iyi bir işleri olduğunu , çok güzel eşleri olduğunu , huzur içinde öldüklerini... Tek yapmaları gereken buydu Hayal Kurmak...

Liderleri yoktu onların , olamazdı da , hayal kurmanın liderlik bir tarafı yoktu ki. Özel bir günleride yoktu diğer inanışlar gibi... Tek kural vardı onlar için saygı duymak... Onlar arasında boş konuşan, alaycı kimse yoktu.

Onlar için sıradan bir gündü. Tapınağın içi tamamen doluydu , herkesin gözü uzaklara dalmış hayal kuruyordu... Ve o sırada o lanet halk geldi. Yakıp yıkıyordu heryeri karanlığın halkı , o acımasız kavim gerçeklerdi... Hayal kurmaktan gerçekleri umursamaz olmuştu Hayal Tapınağının müridleri. Gerçekler büyük bir ordu gibi üstlerine gelmişti hayal halkının. Artık kaçacak yer yoktu, kimi evini kimi eşini kimi ise hayatını kaybetti o büyük akında...

İşte böyle oldu Hayal halkının sonu. Gerçekleri göremedikleri an onların sonu olmuştu... Hayat acımamıştı hiçbirine gerçekler acımamıştı.

Gerçekler acıydı ...

4 Ağustos 2009 Salı

Aşk

Farkettim ki herşeyi tanımlamaya çalışıyorum. Tutamıyorum kendimi , herşey hakkında kafa yorup tanımlamalar yapıyorum. Kaderi , zamanı, hayatı, hatta Tanrı'yı bile ama aşkı tanımlayamadım.

Denedim,

Dedim ki , aşk kalbindeki yaradır üstüne gidersen acıtır gitmesen yok olur gider... Sonra vazgeçtim her yara acıtır her aşk acıtmaz diye...
Dedim ki , aşk kendini yaralamaktır, sonunda bitecek ve sen üzüleceksin... Ama yine dedim ki bitmeyen aşklar da vardır elbet...

Sonra anladım bu pesimistliğin nerden geldiğini , meğer hep acı çekmişiz , belkide aşkın gerçeğini hiç görmemişiz hissetmemişiz... Hissetmediğin bir şeyin tanımını nasıl yapabilirsin.

Sevgi ve Nefret üzerine

Her şey bir damla sevgi içindi...

"Evet yaptım, bir damla sevginin peşine düştüm , nasıl olduysa aldandım ve yıllarca aradım bu lanet şeyi... Geç farkettim uzak durmak gerektiğini , geç anladım kalplerin sevgiden arındırılması gerektiğini"
Böyle söyledi bir şair... Nasıl da kullandı bu cümleleri ,kelimelerini özenle seçen sevgi dolu bir şair...

Doğdu yaşadı ve öldü . Tek mesleği , gece , mürekkebi her zaman az olan fakat bitmeyen ilginç görünümlü kalemiyle bir saman kağıdına yazdığı sevgi dolu şiirleri satmaktı ünsüz şairin. Bir gün her zaman gece uğrayan ilham perisi gelmez oldu. Merak da ediyordu onun gibi bir çulsuza neden geldiğini , zaten geç gelmişti neden bir kaç sene uğrayıp hayatını altüst etmişti ki ...
Tam sevgiyi buldum diyordu hatta onu şiirlerime sığdırdım diyordu mesleğine aşıktı ama o lanet peri yokmu sanki kalbi mühürlenmişti. Hiçbir şey hissedemez oldu bir kaç yerde çalışmaya başladı ama birşeyler onu alıkoyuyordu hayatına devam etmesinden SEVGİYİ ARADIKÇA HAYATTAN UZAKLAŞIYORDU... Ve sonra yeter artık dedi. O anda karşısında yıllardır içinde sakladığı sevgi dolu adamı gördü , bitkindi karşısındaki yaşlı adam başına ne geldiyse sevgiden gelmişti ... Bir anda içini mutluluk kapladı o yaşlı adam yıllardır eziyet ediyordu ona ... Ve Nihayet kendini bulmuştu...

Siz mühürlenmiş kalplere nasıl sevgiyi yerleştirirsiniz... Bir gün elbet o sevgi ölecek içerideki öfke ve nefret dışarı çıkacak... Ne yaparsan yap içindekini değiştiremezsin. Ruhunu değiştiremezsin. Hayatlar boyunca ya bu bedende ya başka bedende ruh aynı ruh sevgi aynı sevgi nefret aynı nefrettir ...